ANASAYFA » SANAT VE » PSIKESINEMA 121518 » VAKIT NAKITMIS

VAKİT NAKİTMİŞ

 
Mitolojideki zaman tanrısı Kronos , kendi çocuklarını yiyen baskıcı ,gaddar bir babadır. Mitoloji kolektif bilinçdışıyla ilişkili olduğuna göre , zamanın baş edilemez  bir zorba olarak sembolleştiğini söylemek mümkün.
 

Hızlandıkça daralan, daraldıkça bizi kaygılandıran bir olgu zaman. Bu olguyu günümüzün kaygı nesnesi paranın yerine koyarak anlatan ,  “Zamana Karşı” olarak çevrilen “ İn Time “ filmi , yepyeni bir bilimkurgusal dünyadan bahsediyor. Paranın zamanı durdurduğu, yaşlanmayı bitirdiği bir gelecekte, parası olanın ölmeyeceği bir dünyayı sunuyor.
 

Gattaca, Truman Show, Simone  gibi politik bilim kurgu  filmlerin yönetmeni Andrew Niccol, İn Time ‘de yine allegorik bir öykü kurmuş.  İnsanlar kollarında zaman sayaçlarıyla doğuyor, 25 yaşına gelene kadar çalışmayan bu sayaçlar bu yaştan itibaren geri sayıma geçiyorlar. Bir senelik ücretsiz zamanları sona erdiğinde eğer zaman bulamazlarsa  hayatları da sona erecek.


“ Zamanım  yok “ diye başlıyor film, günümüzün modern insanı için ne tandık bir kelime…İşbölümü adı altında zamanımızı satıp başka bir zamanı almıyor muyuz? Musluğu tamir etmeye çalışsam 5 saatimi alır belki , tamirci yarım saatte hallediyor. Ben de o zamanda hasta olan insanları iyileştiriyorum , yahut birine bişey öğretiyorum…Bu koşturma, bu kaçgun  içinde düşünmeye vakti yok insanın ; kredileri yetiştirecek , kirayı yetiştirecek , işleri yetiştirecek…. “ ne şekilde olduğunu düşünecek zamanım yok. Olan oldu “… sistem elindeki aygıtlarla da düşünmeyi zorlaştıracak olanaklar sunuyor.
 

Bu yeni dünyada para geçmiyor, tek birim zaman. Kahve içmek için hayatınızdan dört dakika, otobüse binmeniz için ise iki dakikadan feragat etmeniz gerekiyor. Normal hayatta yaşadığımızdan faklı olamayacak bir şekilde kapitalist sistem almış başını yürümüş. En net görünümüyle Darwinizm de burada: zenginler daha çok yaşıyor, sömürülen halk ise günü birlik yaşamanın peşinde derbeder oluyor. Kapitalizmin gelebileceği son nokta bu olsa gerek : Birilerinin sonsuza kadar yaşayabilmesi için birilerinin ölmesi gerekiyor. 


İnsanların yaşlanmayı durdurmak için var güçleriyle çalışmak zorunda olduğu bir gelecekte geçen filmde, zaman para ve güç demek. 25 yaşından sonra insanların yaşlanması duruyor, ancak kollarında deri altından yansıyan bir saat var. Fakirler  ancak bir yıl daha yaşayabilmek için kıvranıp duruyor.  Zenginle fakirin  dünyası kocaman sınırlarla , her anlamda kocaman sınırlarla ayrılmış.  Kişiler kendi zamanlarını diğerine bir kol teması ile aktarabiliyor. İnsan arasındaki en yakın mesafe ile…


Fabrikada zaman sayacı üreten,,işine yabancılaşmış bir işçi  Will Salas. Ayakkabı yapıp da onu giyemeyen günümüz işçisi gibi. Ürettiği zaman sayacını kullanacak zamanı yok…. İş çıkışı ceplerini değil kollarını dolduruyorlar . Doldurmak denemez, günlük yaşam için zamanı alıyorlar. 100 yıllık hayatından bıkıp, kötü adamların arasına öldürülmek için dalan bir zenginin kendisine ait kalan zamanı ona vermesiyle bir anda zaman zengini oluyor Wişll.  Ama, bu zaman bolluğu yaşamının son saatlerini yaşayan annesini kurtarmaya yetmiyor. İmanın ve paranın kimde oldugu belli olmaz değil artık , koluna bakıp görüyorsun , alın yazısı kola yazılmış  filmde. 105 yaşında olduğunu söylüyor zamanını Will’e veren adam. “ bu kadar yeter dediğimiz günler oluyor. Bedenim güçlü olsa bile zihnim yorgun düşüyor. Ölmek istiyorum. Buna mecburuz. “ ölümsüzlüğü arzularken insanevladı , bir yandan bunun imkansızlığını ve bedellerinin ağırlığını da görüyor.


Birkaç kişinin ölümsüz olması için pek çok insan ölmek zorunda


 “Birkaç kişinin ölümsüz olması için pek çok insan ölmek zorunda “  bu belki de kapitalizmin anahtar cümlesi. Fakirler  1 gün daha zaman kazanmanın peşinde koşarken gerçeği anlamaya  zamanları  kalmıyor. “ Herkes sonsuza  kadar yaşayamaz. Onları nereye koyacağız ki ?Zaman bölgeleri neden var sanıyorsun,aynı gün içinde varoşlarda vergiler ve fiyatlar neden artıyor sanıyorsun? İnsanların ölmelerini sağlamak için hayat sürekli pahalanıyor. Milyon yılı olan birisi o kadar zamanı nasıl kazandı dersin ? Fakat işin aslı gereğinden fazlası var. Kimse zamanı gelmeden ölmek zorunda değil. “  Dünyadaki kaynakları düşündüğümüzde, küçük bir azınlığın refahı uğruna ne çok insanın katledildiğini görmek için ortalama bir zekaya sahip olmak yeterli.  Adam Will’ e sadece zaman vermiyor. Bilgi de veriyor. Sistemin nasıl işlediğini , bunun gereksizliğini  ve yaşamın anlamının ne’liğine dair  derin bir bilgi de veriyor. Bilgi sorumluluk demek …. Will in sadece zamanı artmıyor , sorumluluğu da artıyor. Bir de  zamanı kılpayı biten ananesini kurtaramadığı için yası var. Suçluluğu var..O zamanı bu kadara rahat kullanamayacak, çarçur edemeyecek bir de vicdanı var.


Düzenin devamını sağlayan kraldan çok kralcılar , zaman tutucular olarak karşımıza çıkıyor.  Kimsenin ölmeyi istemeyeceğini düşünüyor. Ölümsüz birinin bundan vazgecebileceğine inanmıyor.   Kendisi de varoşlardan çıkan  zaman tutucu-kolluk gücü- varoşlardan çok zor kurtulmuş.  Ve şimdi kimsenin kurtulmasına izin vermiyor. Adalet değil diyor ilgilendiğim, düzenin devamını sağlamak. Bu düzenin böyle olması gerektiğine öyle inanmış ki , ancak buna inanarak kendini var etmiş, kendi sınıfından insanları yok edebiliyor.  O sınıfsız sanıyor böylelikle kendini belki de.  İlginçtir ki varoştan çıkanlar varoşu daha çok eziyor. Sistem, kişileri kendilerinden, kendi sınıflarından  diğer kişilerle hapsetmenin yolunu bulmuş. Düzenin farklı olabileceğini düşünmek başka bir sorumluluk ve bunu kabul etmek daha zor. Oysa böyle devam etmeli ve bende bunu devam ettirerek değerliyim demek onun için kurtarıcı olsa gerek…. Hani diyor ya insanlar … “Ben ne  yapabilirim ki ,,,,yapacak bişey yok… böyle gelmiş böyle gidiyor….” Değiştirmek isteyeni de ayaklarından tutup çekmek bu düşüncenin neticesi.


Ve ülke zaman sınırlarına ayrılmış. New Grenich , New York rüyası gibi yükseliyor. Ulaşılacak yer , hayal ülke….Bölgelere ayrılmış, kademe kademe en üst seviyedekiler yüzlerce hatta binlerce yıla sahipler, ancak gettodaki fakirler dakika hesapları yapıyorlar, orada yol ortasında ölen insanlar görebiliyorsunuz. Zonlar arasında  geçmek için aylar yıllar vermek lazım…


Sonunda, , zenginlerin yaşadığı mahalleye geçiyor kahramanımız Will,  üstelik de bankalardaki zamanın sahibi en zengin  kişilerden biriyle poker oynuyor. Bir de zekasıyla ve  girdiği riskle ondan  zaman alıyor. Ve kızı ile  dans ediyor... Dans , değişimin başlangıcı….Dans isyanın başlangıcı… bu yüzden mi düşmandır  iktidar dansa?


Sylvia , yaşadığı hapsaneyi tanımlar. “ Saatin kimseye faydası yok. Fakirler ölür zenginler yaşamaz. “ Kız  bu gidişatta bir terslik olduğunu görüyor. Değiştirmek de istiyor….itici güç Will den geliyor . “


Aptalca bişey yapmadıgımız sürece sonsuza kadar yaşarız. Bu korkutucu….. aptalca bişey yapmayacak olmak…. Ya da uğruna değecek cesurca bişey yapamamak……” bu sözler kızın uğruna bişeyler yapacağı hayat özlemini ve Will’le yola çıkacağının işaretlerini veriyor.
 

neden bir intihar olayını araştırıyorsun ki varoşlarda hergün katliam yapılıyor.


“ Neden bir intihar olayını araştırıyorsun ki varoşlarda hergün katliam yapılıyor”…Böyle konuşan kişilerden biri de Will’ in insanlara umut dağıtan ve öldürülen babası imiş. Barış isteyen kişilerin tutuklanması, umut verenlerin tutuklanması, vurup kıran çalan çırpanlarınsa zaman tutucu ile işbirliği yaptığı bir düzen….. ne kadar tanıdık değil mi.?
 

Kimse  doğdugu yeri seçemez  ama  yaşayacağı yeri seçebilir . Coğrafyanın kader olduğu söyler kimileri,  yok öyle bişey.  Bunu  görmek için bilim kurgu öykülere ihtiyacımız yok. Yaşadığımız dönem yeterince kurgu içeriyor.


Sonrası kaçıp kovalamaca…..
 

“Zaman tutucuların benimle ilgilenmemelerinin nedeni , benim sınırlarımın olması diyor” gettonun hırsızı , katili…. “Ben sadece kendi insanlarımdan çalıyorum. Emirleri uyguluyorum “. Sen sınırını bilmiyorsun diyor yani, bir sorun çıkartılacaksa ben çıkartırım ve bu görmezden gelinir hatta , bu şekilde büyük biraderin korkusu benim üzerimden salınır. Onların seninle uğraşmaya vakti yok, benim gibiler seni hallederiz , sonra insanları korkuturuz,güvensizlik yaratırız, böylece düzen devam eder…diye yazardım ben bu repliğin devamını …


En sonunda, zengin mahallesinde kasada saklanan bir milyon yıl barındıran zaman saati kahramanlarımız tarafından çalınır ve fakirlere dağıtılır. Aradaki zaman farkı oldukça azalır. Aradaki sınırlar geçilebilir olur. Hani diyorlar ya , bir değişiklik yaparsak  düzen alt üst olur. Sonra bir de buna cevap verenler oluyor : Düzenin üstünün altından daha kötü olduğunu nerden biliyorsun?
 

**Psikesinema Dergisi "nörobilim" sayısında yayınlanmıştır.